
Uzun zamandir yazamiyorum sevgili gunluk, elim klavyeye gidip gidip geliyor... Bir gun nasil sona eriyor anlamiyorum, zaman firtina gibi esiyor. Bu gunler de bitecek ve is gunleri geri donecek, hic istemiyorum, istedigim tek arkadaslarima ve o sosyal ortama geri donebilmek, ki o da olmasa da olur hani. Lafi eveleyip gevelemenin bi alemi yok iste, her ay hesaba yatan o "uyusturucu"ya bagimliyim, bagimliyiz iste...
Simdi Irma Doga'yi parkta oynamaya goturmusken, Demir bebek kucagimda hem yaziyor, hem Frida filminin muziklerinden olusan albumu dinliyorum. Herhalde ancak ilk gencligimdeki New Kids On The Block albumlerini bu kadar cok dinlemisimdir :)). Album beni huzunden paramparca ederken ayni zamanda da bir sonraki parcayla yasama sevincine garketmeyi basariyor, ya da tam tersi... Parcalardaki buyuleyicilik, Ispanyolca'nin tinilarindan mi, sarkilari soyleyen kadinlarin seslerindeki ofkeden mi yoksa gitarlarin tellerine hirsla vuran ellerden mi kaynaklaniyor bilemiyorum...
Sabahlari yuruyus yapmaya basladim, hamileyken aldigim kilolari vermem lazim ise baslamadan, hepsini bir bucuk ayda vermem imkansiz ama mumkun oldugunca azaltsam yeter... Gol kenarinda bir park var evimize cok yakin. Burasi degisik bir sehir gercekten sevgili gunluk, sehrin icinde, merkezinde kocaman bir gol ve park var (orman da diyebiliriz :)) Buraya, Bukres'e yerlestikten sonra anladim ki yasanacak sehir, icinde, hemen ulasilabilecek kadar merkezinde parklari, bahceleri, golleri, her neyse sulari olan bir sehirmis. Ikinci sabah biraz kaytaracak gibi oldum,Irma izin vermedi, neyse ki o var :) Bugun ucuncu gunum, buyuk keyif aliyorum ve ise baslayinca son bulacak bu keyfimin tadini cikartmaya calisiyorum...
Muzik dinleyerek yaptigim bu yuruyuslerde uzun uzun dusunme firsatim oluyor sevgili gunluk, keske biraz daha fazla muzikle icice olabilseydim, belki biraz daha sanat icinde olsaydim, ne olurdu?? Hayatimizi yaptigimiz secimler belirliyor iste ve yanlis tek bir secim bile canimizi yakmaya yetiyor. Sanatla ugrastigi icin uzun zaman 'bir baltaya sap olamadi' diye uzuldugum ama icten ice de zaman icinde beni haksiz cikartmasi icin dualar ettigim kardesimin, simdi beni haksiz cikarttigini gormek beni ne kadar sevindiriyor... Ben 'bir baltaya sap' oldum sukur, surekli 'Ne isim var benim burda??' diye dusunsem de sukur, bir baltanin sapiyim, sukur, cok sukur...
Neyse yeniden yasama sevinci dolu bir sarkiya gectik... Sahip oldugum seyler degil, sahip oldugum degerler beni mutlu etmeli, hayattan ogrendigim bu oldu. Zengin degilim ama yasama sevincim var bolca, muzik esliginde yuruyus yaparken iste bunu dusundum: cocuklarima en ilk ogretmem gereken sey bu olmali....
Simdi Irma Doga'yi parkta oynamaya goturmusken, Demir bebek kucagimda hem yaziyor, hem Frida filminin muziklerinden olusan albumu dinliyorum. Herhalde ancak ilk gencligimdeki New Kids On The Block albumlerini bu kadar cok dinlemisimdir :)). Album beni huzunden paramparca ederken ayni zamanda da bir sonraki parcayla yasama sevincine garketmeyi basariyor, ya da tam tersi... Parcalardaki buyuleyicilik, Ispanyolca'nin tinilarindan mi, sarkilari soyleyen kadinlarin seslerindeki ofkeden mi yoksa gitarlarin tellerine hirsla vuran ellerden mi kaynaklaniyor bilemiyorum...
Sabahlari yuruyus yapmaya basladim, hamileyken aldigim kilolari vermem lazim ise baslamadan, hepsini bir bucuk ayda vermem imkansiz ama mumkun oldugunca azaltsam yeter... Gol kenarinda bir park var evimize cok yakin. Burasi degisik bir sehir gercekten sevgili gunluk, sehrin icinde, merkezinde kocaman bir gol ve park var (orman da diyebiliriz :)) Buraya, Bukres'e yerlestikten sonra anladim ki yasanacak sehir, icinde, hemen ulasilabilecek kadar merkezinde parklari, bahceleri, golleri, her neyse sulari olan bir sehirmis. Ikinci sabah biraz kaytaracak gibi oldum,Irma izin vermedi, neyse ki o var :) Bugun ucuncu gunum, buyuk keyif aliyorum ve ise baslayinca son bulacak bu keyfimin tadini cikartmaya calisiyorum...
Muzik dinleyerek yaptigim bu yuruyuslerde uzun uzun dusunme firsatim oluyor sevgili gunluk, keske biraz daha fazla muzikle icice olabilseydim, belki biraz daha sanat icinde olsaydim, ne olurdu?? Hayatimizi yaptigimiz secimler belirliyor iste ve yanlis tek bir secim bile canimizi yakmaya yetiyor. Sanatla ugrastigi icin uzun zaman 'bir baltaya sap olamadi' diye uzuldugum ama icten ice de zaman icinde beni haksiz cikartmasi icin dualar ettigim kardesimin, simdi beni haksiz cikarttigini gormek beni ne kadar sevindiriyor... Ben 'bir baltaya sap' oldum sukur, surekli 'Ne isim var benim burda??' diye dusunsem de sukur, bir baltanin sapiyim, sukur, cok sukur...
Neyse yeniden yasama sevinci dolu bir sarkiya gectik... Sahip oldugum seyler degil, sahip oldugum degerler beni mutlu etmeli, hayattan ogrendigim bu oldu. Zengin degilim ama yasama sevincim var bolca, muzik esliginde yuruyus yaparken iste bunu dusundum: cocuklarima en ilk ogretmem gereken sey bu olmali....