29 Ocak 2009

Unutmadan

Unutmadan sevgili gunluk 6 Ocak' biricik Doga'cimin dogumgunuydu, kizimiz dort yasini bitirdi, dusundukce sasiyorum, o kadar oldu mu diye ama bir yandan da sanki ezelden beri bizimle birlikteydi gibi geliyor... Ona evde verdigimiz partiyi anlatacagim sana sevgili gunluk, sakin unutturma tamam mi?

Yarin Ozgur geliyor Turkiye'den, birkac gunu burda beraber gecirecegiz, cok heyecanliyim...

Ben yazdikca yaziyorum, ama gitmem gerek, gorusmek uzere, bu kez cok daha kisa zamanda insallah....

Calisan Anne

Gunaydinnnn sevgili gunluk, cok ama cokkkkk zaman oldu bu kez. Ne desen haklisin. Ama affedersin sevgili gunluk, artik 'calisan anne'yim ben, isten eve ve evde isten daha cok yorulmak suretiyle gunleri deviriyorum...

En son sana yarin ise baslayacagim demisim, evet ise basladim, yeniden ise donmek bana iyi geldi, uzun suredir evde olmak bir yerden sonra iyi olmuyor... Insan yeniden sosyallesiyor. Ama birdenbire gunumun tamamini evden uzakta gecirmek de ayri bir zorluk oldu tabii ki benim icin. Once bir ay kadar oglenleri eve gelip gittik Okan'la, iyi oldu, ilimli bir gecis yapmis olduk yani. Demir evde Adriana'ya epeyce alismisti, hicbir sorun olmadi, sukur.

Aralikta yilbasi vesilesiyle Ankara'ya ve ordan da birkac gunlugune Amasya'ya gittik. Cok guzel oldu, Ozlem de geldi, arabada arkada ben, uc cocukla seyahat ettim, sahane oldu gercekten! Biraz sonra sikiliyor cocuklar, oraya buraya saldirmaya basliyorlar ama yine de degerdi, zaten yol cok uzun degil. Amasya ne kadar guzel bir sehir bir bilsen sevgili gunluk, daglarin ortasina yerlesmis, koca bir ovanin yaninda, icinden nehir gecen, Amazonlardan Selcuklular'a ve Osmanli'nin sehzadelerine kadar, kimlere yurt olmus... Tanitimi pek yapilmiyor gibi geliyor bana aslinda, oradaki kral mezarlarini gordukten sonra aklima takildi biraz Amasya tarihi okudum, aslinda gittigimiz gezdigimiz yerlerin tarihini detaylariyla ogrenmek ne kadar gerekli. Insani cok fazla gelistiren, cok fazla ogreten bir surec, keske her gittigimiz yer hakkinda yeterince okuyabilsek....

Bu arada okumalarim devam ediyor tabii, Jose Saramago'nun Gormek'ini, Paul Aster'in Karanliktaki Adam'ini ve Orhan Pamuk'un yeni kitabini bitirdim, 'Masumiyet Muzesi'ni. Saramago her zamanki gibi sahaneydi, uzun monologlarinin icinde kayboldum, hayret ettim, kabullendim, anladim, begenim... Paul Aster'i eskiden beri cok severim, bircok kitabini okumustum hicbirinde de hayal kirikligi yasamamistim, bu yeni kitabi, degisik bir varyasyonla karsima cikti ama kurgu yine harika yapilmisti, cok begendim. Masumiyet Muzesi'ne gelince, ben bir Orhan Pamuk hayraniyim bilirsin sevgili gunluk, adamin romanciliga getirdigi yeniliklere, yazis ve kurgulayis teknigine, oykulerine hayranim. Yine cok tartismali bir kitap yazmis Pamuk, daha ilk paragraftaki anlatim bozukluklari basta olmak uzere bircok yonden enine boyuna tartisilmis. Oncelikle ben yabanci okuyuca verildigi, bu nedenle Turk okuyucularini ihmal ettigi elestirilerine neden olan 'gereksiz' aciklamalardan hic mi hic rahatsiz olmadim, aksine tespitlerin bircoguna bayildim. Kemal'in saplantili aski beni de bazen bunaltti, ozellikle her aksam Fusun'larin evinde yenen yemekler ve bunun tam sekiz sene surmesi kismini hic inandirici bulmadim, nasil bir sey bu dedim, ama bazi pasajlar yine beni hayran birakti. Ozellikle 'Bazan' isimli bolum, kahramanin sirt ustu yuzmekle ask acisini dindirmesi ve bunun oyle sairane anlatilmasi... Cok uzatmayayim, sonucta ozellikle son cumle ile muzenin ve romanda sozu edilen objelerin gercekten varoldugunu ogrenmek bile kitap hakkindaki ufak tefek olumsuz hislerimi silip supurdu. Kim ne derse desin, Orhan Pamuk buyuk romanci, oyle ya da boyle yasadigi surece romanlariyla bizi -en azindan beni- sasirtmaya devam edecek....

Offf ne cok sey birikmis sevgili gunluk yaz yaz bitmiyor, daha Nuri Bilge Ceylan'in Uc Maymun filminden sozetmek istiyordum... Ama zaman yine hizla gecti, evdekileri uyandirma vakti geldi, saat yedi bucuk olmus. Bir suredir uyku egitimi vermeye calistigimiz Demir (bu konudan bir dahaki yazisimda uzunnnnn uzun soz edecegim, soz!) dun gece nispeten iyi uyuyup, altida da sadece emmek icin uyaninca, uykumu almis oldugum icin kalktim banyo yaptim ben de. Banyodan sonra baktim saat alti bucuk olmus, uykum da yok, bari dedim gunlugume kosayim biraz, ozledim. Iyi oldu degil mi sevgili gunluk? Ama artik vedalasma zamani maalesef, 'gun' basliyor ve nereye kostugunu bilmeden kosarak gecip gidiyor. Belki klise olacak ama cok onemli, yasadigimiz her anin degerini bilmek gerek, sonucta her an, sadece bir an ve bugun hemen dun oluyor....