19 Kasım 2008

Sevgili gunluk, kafam cok karisik. Yorgunum, uykusuzum, biraz dertliyim, biraz huzursuzum sevgili gunluk. Haftaya ise basliyorum, ama Irma, sevgili kizi ameliyat oldugu icin onun yanina, Italya'ya gitti. Adriana tek basina iki cocugu idare edemeyecegi icin, bir arkadasina rica edecekti iki haftaligina gelir mi diye, meger o da baska bir yerde ise baslamis. Ne yapacagimi sasirmis durumdayim. Ama tabii sabir, bekliyoruz bakalim... Elbet bir cozum bulacagim.

Gecen iki hafta icinde bir best-seller (Adam Fawer-Olasiliksiz) ile Elif Safak'in Siyah Sut'unu okudum. Neden best-seller okumuyormusum anladim simdi, kendimi ucuz bir aksiyon filmi izliyor gibi hissettim, hem sonunu merak ediyorum, hem pek de durumdan memnun degilim seklinde. Neyse uzun surmedi, hemen bitirdim, babama verilecek kitaplar listesinde yerini ayirdim, iyi de oldu...

Siyah Sut ise, beni kollarimdan ve omuzlarimdan tutup uc bes defa sarsti bir guzel, ay ne kadar iyi geldi o sarsinti anlatamam. Elif Safak'i cok severim, bilirsin sevgili gunluk, butun kitaplarini su gibi ictim. Araf'i, Baba ve Pic'i ve Bit Palas'i yere goge sigdiramam. Ama bu kitap, konusu itibariyla pek tabii nefis geldi. Simdi Elif'i artik tamamen kardesim gibi hissediyorum, tanidik bir akraba, eskilerden cok sevgili bir dost... Bir mail atayim kendisine, hislerimi anlatayim dedim ama bilemiyorum gerceklestirecek miyim bu dusuncemi.

Kitap dogum sonrasi depresyondaki Elif'i (bir kadini diyecektim ama hatirladim ki o bir kadin herhangi bir kadin degil, yazarin kendisinin de bizzat belirttigi gibi, kendisi!) anlatiyor. Cok sevdigim, kitaplarinda kullandigi metaforlara bayildigim bir kadinin, ayni benim gibi hissetmesi, icinde bir sesler toplulugu yonetmesi ve o seslerinin her birini baska bir kadin olarak kurgulamasi nasil hosuma gitti! Dun basladim kitaba, baslangicta edebiyat dunyasinin kadinlarindan ornekler anlatiliyor. Elimden nasil birakamiyorum kitabi, yemek yaparken okumaya calisiyorum bir yandan... Magrur kadinlari, erkek egemen bu dunyaya tek basina meydan okuyan kadinlari, yalniz kadinlari, guclu kadinlari, guclu gorunen zayif olan kadinlari, guclu oldugunu sanan ama zayif dusen kadinlari... Patateslerim kizarirken Sylvia Plath'e, onun hazin oykusune bir daha agladim...

Kitapta Elif'in icindeki sesler korosunun, minik parmak kadinlari var. Hirs Nefs Hanim, Sinik Entel Hanim, Pratik Akil Hanim, Can Dervis Hanim, Anac Sutlac Hanim ve Saten Sehvet Hanim. Elbette ki Elif bir edebiyatci, basarili bir yazar oldugundan, onun ic sesler korosunu genelde Hirs Nefs Hanim ve Sinik Entel Hanim yonetiyor, Anac Sutlac Hanim ve Saten Sehvet Hanim ise uzun yillar elinin tersiyle ittigi, gormedigi, tanismadigi, bilincinin derinliklerinde unuttugu karakterler; asik olunca, anne olunca ortaya cikiyorlar... Cogu zaman aynen boyle hissettigimi, kafamda yuzbin fikir dolasirken cektigim acilari dusundum. Ben pek tabii iki cocuklu, sikici bir bankaci oldugumdan... bende Anac Sutlac Hanim ve Saten Sehvet Hanim baskin cogunlukla. Daha iyi bir anne olmaliyim, dolma yapmaliyim, recel kaynatmaliyim; bunun disinda disaridaki dunyada guzel gorunmeliyim, bakimli olmaliyim, her zaman duzgun giyinmeliyim... Bunlarin hepsini kusursuzca ve eszamanli olarak yonetebilmem icin de Pratik Akil Hanim her zaman yanimda, hatta omzumun tepesinden hic inmiyor!! Onun sayesinde her zaman organize ve hazirim; her tur yolculuga, gidis gelise ve birden durusa kimi zaman... Hirs Nefs Hanim beni terkedeli cokkkk uzun zaman oluyor. Is konusundaki secimimi tamamen kabullendi, o konuyu hic acmiyor artik ama arada bir ordan kafasini cikartip heyyy beni unutmadin degil mi, hani san dersi alacaktin, hani gitara baslayacaktin, hani su, hani bu; yapabilirsin, niye sindin diye bagiriyor. Anac Sutlac Hanim musade etmiyor ki bir kelam edeyim, boynumu bukup susuyorum... Bazen Sinik Entel Hanim gelecek oluyor, hani daha cok okuyacaktin, hani daha cok yazacaktin, hani bir gun mutlaka, mutlaka o kitabi, romanini yazacaktin diyor. Onu susturmam zaten olanaksiz, her defasinda tamam ama dur bir nefes alayim, okumam icin nefes almam gerek, diye oyaliyorum. Gerci son birkac aydir, Sinik Entel Hanim yonetime epeyce sizdi, okumalarimi, buraya, sana, gunlugume yazmalarimi tesvik ediyor durmadan, iyice yerlesmeye calisiyor. Ben de kendime saygimi yitirmemek icin uzun zamandir ihmal ettigim Sinik Entel Hanimi hos yastiklarda, sedirlerde buyur ediyorum bu siralar. Kucak kucak gullerle karsiliyorum, kucakliyorum... Anac Sutlac Hanimi kizdirma pahasina da olsa... Saten Sehvet Hanimin yeri de sarsildi simdilerde epeyce, ne de olsa tombul tombul, yenmis tirnaklarim ve daginik kaslarimla isteksizce oturuyorum boyle. Ise baslamami bekliyor sinsi sinsi, nasil olsa cikacagim ben bu delikten er ya da gec, bari bu donemi dinlenerek, guzellesmekle gecireyim... Can Dervis Hanimsa dingin ve sakin her zamanki gibi... Sular gibi, hem akiyor hem duruyor, ayni anda hem akarken hem durabilen bu kadina, hatta neredeyse bazen icimde boyle bir kadin oldugu icin kendime bile hayran olasim geliyor...

Kardesimin adasi, bu cok sevdigim yazara, Elif'e, boyle bir donemde boyle bir kitapla cikageldigi icin ve zaten okumayi dusundugum ama tamamen unuttugum bu kitabi bana aminsatan ve boylece hemen edinip okumami saglayan, hic gormedigim ama hemen sevdigim arkadasim Semra'ya tesekkur borclu oldugumu dusunuyorum su an. Icimdeki kadinlarla, icimdeki benle, beni uzun zaman sonra yeniden karsi karsiya getirdiniz. Sagolun.

04 Kasım 2008

Of cok uzun zaman oldu sevgili gunluk. Turkiye'deydik iki hafta, giderken hazirlanmak, gelince toparlanmak derken bu zaman oldu, kusura bakma...

Iyiydi Ankara, anne kucagi, yuva. Ama yoruldum bu kez, annem rahatsizdi, Demir de huysuz... Biraz fazla uykusuz kaldim, sanirim ondan az kilo almis Demir, cok moralim bozuldu. Bu bir hafta yedigime ictigime uykuma dikkat edecegim bakalim yoluna girecek mi, eger girmezse ek gidaya baslayacagiz. Buna da sukur, dort aydir anne sutu...

Gectigimiz ay boyunca Kisisel Bir Sorun'u ve Ursula K. Leguin'in Mulksuzler'ini bitirdim. Kisisel Bir Sorun cok guzeldi ama Mulksuzler olaganustuydu, gercekten bir basyapitmis, geciktigim icin kendime kiziyorum. Hem surukleyiciydi hem de durup dusundurucu, oyle pasajlar okudum ki sanki tokatlaniyordum... Bu donemi, okumaliyim diye ayirdigim ama son dort senedir agirlasan, sik sik da kesintiye ugrayan okuma seanslarim nedeniyle bir turlu okuyamadigim kitaplarima ayiriyorum. Simdiden dort tane bitti bile, siradaki!!!